Muğla’nın Fethiye İlçesinde görevli olduğu hastanede koronavirüse yakalanıp, hastalığı yenerek sağlığına kavuşan KBB Uzmanı Doktor Ahmet Kabay, yaşadığı o zorlu süreci anlattı.Fethiye’de pandemi sürecinde hastane hep şeffaf olma yolunu seçti. İlçede Fethiye Özel Lokman Hekim Esnaf Hastanesinde görev yapan KBB Uzman Doktoru Ahmet Kabay 24 Ağustos günü Burunda koku duyumun ve ağzımda tat duyumun kaybolduğunu hissetmemeden sonra bu süreç başladı. Ertesi gün çalıştığı hastanede Kabay’a yapılan tahlillerin ardından korona virüse yakalandığını öğrendi. Test sonucu pozitif çıkan Kabay, 5 gün hastanede kaldı. 15 günde korona virüsü yenmeyi başaran KBB Uzman Doktoru Kabay bu süreç ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Hastalığın belirtilerinde bahseden KBB Uzman Doktoru Ahmet Kabay “Burunda koku duyumun ve ağzımda tat duyumun kaybolduğunu hissettim ve süreç bu şekilde başladı. Çalıştığım hastanede tahliller yapıldı, tomografim çekildi, Hastane yönetimi tarafından aynı gün içerisinde işten el çektirildim ve yoğun bakıma alındını” söyledi.
Sağlık çalışanları olarak her türlü önlemleri adlılarını dile getiren KBB Uzman Doktoru Kabay “Maske ve siperlik takmadan hiçbir hastayı muayene etmedik. Aldığımız tedbirlere rağmen yakalandım. Nasıl olduğunun farkında bile değildim. Kesinlikle bana bulaşmaz diye bir şey yok, normal vatandaşlara göre bizler daha çok dikkat etmemize rağmen bizlerde bulaştı” dedi.
KBB UZMAN DOKTORU KABAY KONUŞMASINA ŞÖYLE DEVAN ETTİ;
Ben hastanede muayene devam ediyordum, çok fazlada farkında değilim çok ağır semptomlarla başlamadı. Burunda koku duyumun ve ağzımda tat duyumun kaybolduğunu hissettim. Ara ara bu tür belirtiler gribal enfeksiyonlarda da belirginlik gösteriyor. Kendi branşım nedeni ile bu tür belirtilerle sık sık karşılaşıyorum. Fakat aynı belirtiler asistanımda da boy gösterdiği için biz bir şeylerden şüphelendik. Bu süreç öncesinde birkaç gün önce Covid-19 salgınına yakalanan bir hastamız vardı. Biz korunduğumuzu düşündük için kendimize yakıştıramadık. Akabinde konuyu göğüs hastalıkları uzmanı arkadaşımıza açtık. Oda bize böyle bir semptomla karşı karşıya olabileceğimizi ve acilen test yapmamız gerektiğini belirtti. Bu olayın hemen ardından tomografimiz ve testlerimiz yapıldı. Benim tomografimde akciğer buluntusu çıktı. Hastane yönetimi tarafından aynı gün içerisinde işten el çektirildim ve yoğun bakıma alındım. Asistanımın tomografisinde ise herhangi bir buluntuya rastlanmadı.
“TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARI RİSK ALTINDA”
Tabiki oda hemen karantinaya alındı. Yoğun bakımda olduğum süreçte tüm testler yapıldı ve muayenem başladı. Ertesi gün tahlil sonuçlarımda PCR sonuçlarım pozitif çıktı ve asistanımda da aynı şekilde pozitif çıktı.
Hastanede 5 günlük bir tedavi süreci geçirdim. Çok ağır bir devre olmamakla beraber, nefes almakta zorlandım. Ciddi derecede hissedilir bir şekilde ateşim oldu.Göğüs hastalıkları uzmanımız her türlü tedaviyi sağladı ve sonrasında da taburcu edildim. Kendimi gayet iyi hissediyordum ve elbette bu hastalıktan kurtulduktan sonra bir karantina süreci var. 14 gün de evimde karantina altında kaldım. Karantina sürecinde de evimde yediğime içtiğime çok dikkat ettim. Dengeli beslendim.İyice dinlendim. Kesinlikle dışarıya çıkmadım. Bu sürecin ardından tekrar PCR testi gerçekleştirildi. Bu süreçten sonra biz sağlık çalışanlarının göreve dönmesi çok kolay olmuyor. Sağlık Bakanlığının bu konuda çok ciddi yaptırımları var. Benim ard arda yapılan iki PCR testimin de negatif çıkmasına rağmen uzun bir süre bekletildim ve göreve başlatıldım.
“TEDAVİ ÇOK ZOR GEÇİYOR”
Tedavi süreci çok zor geçiyor. Özellikle hastanede gerçekleşen tedavi süreci çok zor geçiyor. Hastanede tedavi edildiğim 5 gün süre boyunca kolumuzda devamlı serumlar, iğne ilaç tedavileri ve çekmiş olduğum solunum sıkıntıları çok zor bir süreç geçirmeme neden oldu.
Hiç kimse bu hastalık bana gelmez dememeli. O kadar sıkı korunmamıza rağmen beni dahi buldu. Mesleğimiz gereği insanlarla muayene esnasında çok yakın temaslarda bulunduğum için bana da hastamdan bulaştı.Covid-19 salgının ülkemizde ilk belirginlik gösterdiği andan bu yana tam teçhizatla korundum. Fakat tüm tedbirlere rağmen yine bize de bulaştı. Ben tüm vatandaşlarımızı uyarıyorum. Çünkü o süreci yaşayan birisi olarak tüm zorlukları yaşadım. Hiçte kolay bir süreç olarak geçirmedim. Özellikle maske, hijyen ve sosyal mesafe kurallarına dikkat etmeliler. Bu hastalığın nereden, nasıl ve kimden bulaşacağını asla ve asla hiçbir şekilde bilemezsiniz.
“BİR HASTADAN GEÇTİĞİNİ ANLADIK”
Bu salgına yakalanan insan sadece kendine zarar vermiyor. Covid-19 salgınını başkalarına da bulaştırıyor. Benden de kızıma bulaştı ve çok şükür o benim kadar ağır bir evre atlatmadı. Elbette bu durumun vicdanı sorumluluğu da insanı zedeliyor. Bana da bu hastalığın Konya’dan Kaş ilçesine tatil için gelen ve rahatsızlığı nedeni ile hastanemize başvuran bir kadın hastamızdan geçtiğini anladık. Zaten onunda Konya’da yaşayan kayın biraderi Covid-19 imiş. Yani anlatmak istediğim halkımız lütfen biraz daha bilinçli olsun. Tabiki tatil yapmak hakları ama bu süreçte biraz bilinçli olsunlar”dedi.
“AŞI İÇİN GÖNÜLLÜ DENEK OLURUM”
Hastalığı geçiren kişiler için aşı uygulaması yapılmıyor.Ama bir hekim olarak aşıyı öneriyorum.Birde kronik hastalığı olan kişilerin mutlaka aşı olması gerekiyor.Bu virüsten kurtulmanın tek kurtuluş yöntemi aşıdır. Bu virüs hemen geçmeyecek. En iyi niyetle bakıldığında 2 ila 5 yıl sürecek olduğunu gösteriyor. Onun için bizler bu virüs ile yaşamayı öğreneceğiz…Yaşamak için Maske, Mesafe, Kendimizi izole etmek kendi elimizdedir” dedi.