5 Aralık Türk kadınına seçme seçilme hakkının verilmesi nedeni ile Fethiye’de de çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Fethiye Beşkaza Meydanı Atatürk Anıtı önündeki törende yapılan konuşmalarda kadın cinayetleri kınanırken, kadın sorunlarının çözümlenmesi istendi. Atatürk’ün 5 Aralık 1934 yılında Türk kadınına seçme seçilme hakkını vermesinin 85. yıl dönümü nedeni ile Fethiye’de de çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Fethiye Beşkaza Meydanı Atatürk Anıtı önündeki törene Fethiye Belediye başkan vekili Metin Sevinç, Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği Fethiye şube başkanı Ali Gönen, Çağdaş yaşamı destekleme derneği başkanı Tuğrul Yılmaz, Türk Kadınlar birliği Fethiye şubesi yöneticileri ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.
Törende Türk Kadınlar birliği Fethiye şubesi yönetim kurulu adına Hilal Yungucu Uğur Atatürk Anıtına çelenk sundu. Törende saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşımız söylendi. Törende günün anlam ve önemini belirten konuşma Türk Kadınlar birliği Fethiye şubesi yönetim kurulu adına Hilal Yungucu Uğur tarafından yapıldı. Yungucu konuşmasında ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ün 85 yıl önce birçok Avrupa ülkesindeki kadınlardan esirgenen seçme ve seçilme hakkını Türk kadınına vererek muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda önemli ve büyük bir adım atmıştır’ dedi. Yungucu ‘Mustafa Kemal Atatürk 5 Aralık 1934’te tüm dünyaya örnek olacak bir karara öncülük ederek kadınlara siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını verdi. Türkiye, Fransa ve İtalya’dan 11 yıl, Romanya’dan 12 yıl, Belçika’dan 14 yıl, İsviçre’den 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıdı. Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden birisidir. 1930 yılında çıkarılan bir dizi yasa ile önce belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma, ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçilme hakkı tanınan kadınların bu hakları 5 Aralık 1934’te anayasa ve seçim kanununda yapılan yasa değişikliği ile tanındı. O günden bu yana kadınlar sosyal, kültürel, ekonomik, siyasal olarak yasa önünde erkeklerle eşittir. Kadın sorunlarının gündeme getirilmesi, bu konuda farkındalık oluşması ve çözümler bulunması yolunda önemli bir gündür.
Demokratik bir toplum için kadınların güçlendirilmesi, çalışma alanlarının genişletilmesi eğitim, sağlık, hukuk, siyaset gibi alanlarda eşit fırsatlardan yararlanmalarının sağlanması önem taşımaktadır’ ifadelerini kullandı. Yungucu Türkiye’deki çocuk gelinlerine de değinerek ’18 yaşın altında evlenen kadınların oranı ülkemizde yüzde 28’dir. Bu nedenle kadınlarımızı eğitimli ve bilinçli olması sağlıklı bir toplumun ön şartıdır. Türkiye genelinde evlenmiş kadınların yüzde 39’u fiziksel şiddete, yüzde 15’ i cinsel şiddete, yüzde 42’si fiziksel ve cinsel şiddete, yüzde 44’ü duygusal şiddete yaşamlarının herhangi bir döneminde eşleri veya birlikte oldukları kişiler tarafından maruz bırakılmaktadır. Ülkemiz 1935 yılında kadınların mecliste temsilinde dünyanın 2. sırasında iken bugün gelinen noktada ne yazık ki sıralamanın en sonlarındayız. Tür kadınlarına seçme ve seçilme hakkını kazanıldığı günün yıl dönümünde tüm haksızlıkların son bularak toplum içinde kadınların da eşit bireyler olarak yer almalarını diliyorum’ dedi.
UTANÇ TABLOSU İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Törende konuşan Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği Fethiye şube başkanı Ali Gönen ise Türk kadınını seçme ve seçilme hakkının 85. yıl dönümünün anlam ve önemi ile tarihçesini anlatıp ‘Nüfusumuzun yarısı kadın olduğu halde politika yaşamında kadın sayısı çok azdır. Kamuda çalışan kadın sayısı yeterli değildir. Sözün özü hiçbir alanda erkek ve kadın arasında fırsat eşitliği yoktur. Kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkının tanınmasının yanında Türk yurttaşlar yasasındaki birçok iyileştirmeye karşı günümüzde neredeyse bir utanç tablosu ile karşı karşıyayız. Şöyleki çocuk evlilikleri, kız çocuklarınınçocuk yaşta evlendirilmesi kanayan bir yaramızdır. Kadınlarımızın yaşamın her alanında taciz edilmesi istismar edilmesi evde ve dışarıda şiddet uygulanması, kadın cinayetleri hepsi kanayan bir yaramızdır. Özetle yaşamın her alanında genel olarak insan haklarının ve özel olarak da kadınların haklarının ihlal edildiğini görmekteyiz. Bu kara tabloyu açmamızın tek yolu laik devlet ve toplum yapısına yeniden dönmemiz olacaktır’ diye konuştu.