Ege Gazetesi Fethiye Bölgesi Haber Sitesi
Related Articles
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Bodrum’da düzenlenen 8. İş İnsanları Zirvesinde yaptığı konuşmasında İş İnsanlarına Atatürk’ün ekonomiyle ilgili sözlerini hazırlattığı sunum ile hatırlattı. 1930 yılında 1 Dolar’ın fiyatının 2.12 olduğunu 1939 yılında ise ülke ekonomisinin kalkınmasıyla 1 doların 1.28 olduğunu sunumda gösteren Gürün, “Ben Atatürk’ün her söylediğini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak direktif olarak kabul ediyorum” dedi.
Bodrum Esnaf ve İş İnsanları Derneği (BESİAD) tarafından düzenlenen 8. İş İnsanları Zirvesi’nin ilk günü bir dizi etkinlikle başladı.
Bodrum’da bir otelde gerçekleşen 8. İş İnsanları Zirvesi, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, CHP Muğla Milletvekili Suat Özcan, Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Orhan Turan, Güney Ege Sanayi Ve İş Dünyası Federasyonu (GESİFED) Başkanı Aysun Nalbant ve çok sayıda iş insanı katıldı.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Zirvedeki konuşmasının başında Barış Pınarı Harekatı’nın başarıyla sonuçlanmasını şehit olan Mehmetçiklere de Allah’tan rahmet diledi.
Zirvede konuşan Başkan Gürün, sözlerine başlamadan önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ekonomi ile ilgili söylediği sözlerinin yer aldığı bir sunumu katılımcılara okudu.
1930 yılındaki doların fiyatı ile 1939 yılındaki doların fiyatını hatırlatan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, “1930 yılında 1 doların fiyatı 2.12 iken, o dönem ekonominin kalkınmasından sonra 1939 yılında dolar 1.28 olmuş. Yani 100 yıl önce söylenmiş ve ortaya konulmuş bir vizyonla, günümüzü karşılaştırdığımızda güncelliğini koruyan sözler ve direktifleri görüyoruz. Ben Atatürk’ün her söylediğini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak direktif olarak kabul ediyorum. Ekonominin gelişebilmesi yatırımcının yatırım yapabilmesi için iklimin müsait olması lazım. Hukuk ve adalet ikliminin çok ılımlı olması lazım. Gerçekten adalet duygusu ve adil olmak, gelecekten ve hukuktan şüphe etmemek çok önemli. Çünkü iş adamları bu hukuk sistemi içerisinde var olmaya ve geleceklerini planlamaya çalışıyorlar.” dedi.
‘Bir yarışmada Muğla’nın kazanç sağladığı en önemli sektörün ne olduğu sorulsa hiç tereddüt etmeden düşünmeden turizm denileceğine dikkat çeken Gürün, sözlerine şöyle devam etti;“Ama öyle değil. Muğla’nın yüzde 60’ında tarım var. Yani bir tarım sektörü var. Yüzde 60 nüfus kırsalda yaşıyor. Kendimize yeter ülkeden hiç bir şey yetmez hale gelinen ülkede tarım sektöründe hala direnen çiftçilerimiz ve besicilerimiz var. Bu toprakların sadece kıyıları değil yüzde 68 ormanıyla, yüzde 60 kırsal nüfusuyla kırsala da, tarımda yapılacak olan Dino motif çalışmalar ve katma değeri yüksek tarımsal ürünlerinde üretilmesi için bakılması ve onunla ilgili çaba sarf edilmesi lazım.”
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Gürün, konuşmasında Muğla’da turizm anlayışının 20 yıl içerisinde değişeceğine dikkat çekerek, “Deniz, kum, güneş sürdürülebilir bir olay değil. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde deniz, kum, güneşin yer değiştireceği ve kültür turizmine evirileceği konusu tüm turizm alanlarında sıkça konuşulan bir tespit. Muğla’da bilinen 110 ören yerimiz var. En büyük zenginliklerimizden biri kültür değerlerimiz. Bunları çok iyi koruyup onları geleceğe taşımamız ve faydalanmalıyız. Stratonikea dünya da bir tane var. Bir kültür meraklısı onu görmek istiyor ise bana gelmek durumunda. Böyle bir özgünlük, özellik gerçekten değerlendirilmesi ve geleceğe ona göre bakılması gerekiyor.”Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ile birlikte Bodrum’da bir ağacın altına oturup dinlenmek istediklerini söyleyen Gürün, “Tabi ki binalarımız olacak inşaatlarımız olacak ama bu hücum ne? Bu iştah ne? Daha fazla biraz daha çok. Yeter! Ahmet başkanımla bizim bir ağacın altında oturup dinlenesimiz var. Biraz soluk alalım dinlenelim. Bir duralım ve bir master plan stratejik plan yapalım. Ben Bodrum’da kaç yatağım var? Kaç yatağa ulaşacağım veya hiç yatak yapmayacağım bu yatağı gelen turistin kalitesini arttırıp 20 turistten kazanacağımı 1 turistten kazanacak hale getirmem gerekiyor. Bu kadar hoyratça açıyoruz. Gak deyince süt, guk deyince et veriyoruz her şeyimiz dahil diyoruz açıyoruz büfelerimizi, benim tabirimler “Yedir, içir, kızart turizmi” yapıyoruz. Bunu aşmamız lazım elimizdeki değeri bilmemiz lazım. Evime ben misafir alıyorum. Bu misafir bunun bedelini verecek. Ama ben kendi kültür ve karakterimi koruyarak, ben bunu yiyorum, ben bunu içiyorum, ben bu müziği dinliyorum gelin bana misafir olun ama bedelini de verin demem lazım. Bütün değerlerde her şey de dejenerasyon yaşıyor ülke, ben kendi değerlerime sahip çıkıp onu geleceğe taşıyarak bunu ekonomik değere bozmadan geçirmem lazım.” Şeklinde konuştu.
