Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Fethiye’de dayanışma kahvaltısı düzenledi. Çalış Sultan Aqua Park’ta düzenlenen dayanışma kahvaltısı etkinliğinde; TGB Muğla İl Başkanı Doğan Özkan, TGB Genel Başkanı Cem Dikmen ve Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aydınlık gazetesi yazarı Atatürk’ün bütün eserleri genel yayın yönetmeni Şule Perinçek birer konuşma yaptılar.
Yoğun katılım olduğu etkinliğe; Vatan Partisi Muğla İl Sekreteri Beyhan Korkman, Fethiye ilçe başkanı Selçuk Selvi ve ilçe yönetimi, İyi Parti Fethiye İlçe başkanı Suat Aybek, bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile Vatan Partililer katıldılar.
“MEHMETÇİĞİMİZİN ZAFERİNE KİLİTLENMİŞ KONUMDAYIZ”
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan etkinlikte ilk konuşmayı TGB Muğla İl Başkanı Doğan Özkan yaptı. Özkan konuşmasında “Türk Gençliğinin, Türk Milletinin Afrin’de savaşan Mehmetçiğe kararlılık selamını zafer selamını göndererek başlamak istiyorum. Mehmetçiğin, anlı şanlı yürüttüğü bu savaşta, bizler de Türkiye Gençlik Birliği olarak bu cephenin bir parçası olarak kendi cephemizde üniversiteler de ve liselerde Mehmetçiğimizin zaferi için tereddütsüz destekliyoruz. Bahsettiğim bu mücadelenin gücünü, desteğini siz değerli büyüklerimizden alıyoruz. Sizlerin tecrübeleri, bugün bizlere yol gösteriyor. Çünkü bu tecrübeler ve destekler bazen elini sıkamadığımız binlerce insan ile sizin aracılığıyla kucaklaşmamızı sağlıyor. Nazım Hikmet’in şu ünlü dizelerini hepimiz hatırlarız “bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” Belki de yüzlerce konuşma yapıldı bu dizelerin üstüne, bugün bizler için mutluluğun tarifi ve resmi işte siz değerli konuklarımız ile bir arada olmaktır. Bu tecrübelerin ışığında rahatça söyleyebiliriz ki, TGB, Türkiye’nin geleceğidir. Geleceğe karşı umuttur.150 yıllık bağımsızlık geleneğimizdir. Omuz omuza, yürek yüreğe verilen mücadeledir. Gençliğe karşı sürekli sürdürülmeye çalışılan, bireyciliğe ve köşe dönmeciliğe itirazdır. Birbirinin üzerine basarak yükselmeyi amaçlayan yalnızlığın karşısında, yüreği arkadaşı için atan, onları gözünden bile sakınan, bir ailedir TGB. Hep beraber diyerek başladığımız hayata bundan sonra tek başına diye devam edemeyiz hiçbirimiz. Bizler, aynı duyguları ve umutları taşıyan her yaştan binlerce genciz. Önümüzde ki görev 18 Mart’ta şurada ki pankartta da gördüğünüz üzere Uluslararası Antiemperyalist Gençlik Buluşmasını gerçekleştirmektir. TGB bu zamana kadar, çok iddialı ve önemli işler gerçekleştirdi. Şimdi bu işlere bir yenisini daha ekliyoruz. Uluslararası camiada, Türkiye’nin önemini, görevini ortaya koyacağız. Binlerce liralar ile dünya gençliğini bir araya getiremeyenlere karşı TGB, Türkiye’yi dünya ile buluşturuyor. Bugüne kadar tarihe imza atan işleri hep sizlerle beraber omuzladık. Şimdi tarihe geçecek bir işe, yine sizlerin desteği ile hayata geçireceğiz. Başta Muğla olmak üzere Türkiye’de ki tüm üniversiteleri ayağa kaldırıyoruz. Muğla’dan da sınav haftasına rağmen, derslerimize rağmen en az 2 otobüs genci, bu tarihi etkinliğe katmayı hedefliyoruz” dedi.
“BİLİNÇLİ VE ÖZGÜVENLİ BİR GENÇLİK YETİŞTİRMEK YATIRIMLARIN EN BÜYÜĞÜDÜR”
Doğan Özkan’ın konuşmasından sonra TGB Genel Başkanı Cem Dikmen konuşma yaptı. Dikmen konuşmasında; gençliğe yatırım geleceğe yatırımdır. TGB gençliği gibi bilinçli ve özgüvene sahip bir gençlik yetiştirmek yatırımların en büyüğüdür, dedi. Dikmen konuşmasında “Eğer böyle bir gençlik yetiştirirsek şimdiki gibi yaşadığımız sorunları hiç bir zaman yaşamamaktır. Bilinçli ve özgüvenli bir gençliğin ülke yönetimine gelmesi demek, Bağımsız bir Türkiye, demektir. Bilinçli ve özverili gençliğin ülkeyi yönetmesi demek tutarlı bir iç ve dış politika yapması demektir. Bağımsız bir ekonomi ve üretim demektir” dedi. TGB Genel Başkanı Cem Dikmen’in konuşmasından sonra Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şule Perinçek bir konuşma yaptı.
“KADINLAR OLARAK YÖNETİMLERE GİRMELİYİZ VE HAKLARIMIZI DA SÖKE SÖKE ALMALIYIZ”
“Mustafa Kemal’in Askerleri Merhaba” diyerek konuşmasına başlayan Şule Perinçek “Biz kadınlar askere Atatürk zamanında yazıldık ve cepheye gittik. Savaştık ve cephane taşıdık. Geçtiğimiz günlerde 8 Mart Dünya Kadınlar günü kutlandı. Televizyonlardaki konuşmaları izledim. Çoğunlukla; kadınlara yapılan şiddet, kadınların ayaklar altında sürüklenmesi, öldürülmesi, cinsel taciz ve tecavüz olayları ile ilgili mesajlar verildi ve sürekli bunlardan bahsedildi. Ağlayan ve sızlayan kadın görüntülerine yer verildi. Kötülüğe uğrayan kadınlar hep ön plandaydı. Bu olaylardan kurtulmanın tek bir yolu vardır; O’da kadınların karar verici yerlere gelmesidir. Sadece savcı ve hakim gibi mevkilere değil kadının aktif olarak yönetimlere girmesi vemecliste de çoğunlukta olması gerekir. Atatürk’e kadınları sorduklarında; Kurtuluş savaşı kadınların devrimi olacaktır, demiştir. Kadınlar olarak yönetimlere girmeliyiz ve haklarımızı da söke söke almalıyız” dedi.
“ZAFERİN KALICI OLMASINI VE DEVAMINI İSTİYORSAK; EKONOMİYE VE ÜRETİME HIZ VERMEMİZ GEREKİYOR”
Türkiye’nin olağanüstü bir durum yaşadığını ifade eden Şule Perinçek “Türkiye bir var olma savaşı vermektedir. Afrin’deki operasyon budur. Terör önümüzdeki en büyük engeldir. Terörü Türkiye bitirecektir. Askerimiz büyük bir operasyon yapmaktadır. Ülkemiz sınırlarına giren terörün beslendiği kanalları, tünelleri ve beslenme borularını yok etmektedir. Beslenme boruları ve tüneller tek tek temizleniyor. Bu nedenle hepimiz birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Atatürk’ün çok önemli bazı sözlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü şu anda yaşadığımız durumun açık bir şekilde göstergesidir. Atatürk savaş meydanlarında kazanılan zaferlerin kalıcı olması için ekonomiyle ve üretimle desteklenmesi gerekmektedir, aksi takdirde zaferler kalıcı değil, geçicidir demiştir. Afrin’de zafer kazanacağız ve terörü yeneceğiz ama bu zaferin kalıcı olmasını ve devamını istiyorsak; ekonomiye ve üretime hız vermemiz gerekiyor. Adeta üretmekten vazgeçirtilen bir ülke haline geliyoruz. Cumhuriyet öncesi şunu, bunu ekmeyeceksin diyen, kotalar koyarak Türktarımını yok etmeye çalışan dış güçler yine bu gün buna benzer şekilde baskılar yapmaktadır. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi gibi… Eğer terörü bitirmek ve savaş meydanındaki zaferlerimizin devamını istiyorsak özellikle tarım ve hayvancılıkta üretime hız vereceğiz. Daha çok üreteceğiz ve daha çok üreteceğiz. İşte o zaman terörü kökünden bitirmiş oluruz” dedi.“Rusya ile yaşanan uçak krizi tarımda üreten Türkiye’nin önünü kesmek ve Türk tarımına büyük bir darbe vurmak amacıyla planlandı” diyerek sözlerine devam eden Perinçek “üretimin her alanda ve özellikle tarım ile hayvancılıkta çok daha fazla artması ve Türkiye’nin eskiden olduğu gibi tekrar kendi kendini besleyebilen ülkeler sınıfına girmesinin gerektiğini vurguladı. Perinçek konuşmasının sonunda herkesi Atatürk gibi olmaya ve düşünmeye davet etti.