İstanbul Emekli Baş Vaizi Mustafa Akgül tarafından Fethiye Beşkadı Kur’an Kursu Konferans Salonu’nda ‘Mutlu Aile’ konulu konferans verildi. Fethiye Müftülüğü tarafından düzenlenen konferans, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Konferansın açılış konuşmasını Fethiye Müftüsü Hamdi Uzunharman yaptı.
Aile ve mutlu yuva kavramlarının toplum adına çok önemli olduğunu söyleyen Müftü Uzunharman şunları söyledi: “Aile konusu çok hassas bir konudur. 21. yüzyılda dinimizin ve toplumumuzun mihenk taşı olan aile kavramı son yıllarda artık yavaş yavaş deforme olmaya başladı. Özellikle iletişim araçları günümüzde çoğaldıkça ve yaygınlaştıkça maalesef genç beyinler üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor. Elbette bu teknoloji ürünlerinin çok büyük katkıları var hayatımızda. Ama ne yazık ki birçoğumuz teknolojiyi olumlu yönde kullanmıyoruz ve bu şekilde beyinlerimiz gidiyor. Ne yazık ki 2000’li yılların akabinde ülkemizde boşanma sayıları her geçen gün artıyor. Halbuki yüce dinimiz İslam bize bir yuva kurmayı ve soyumuzu geliştirmemizi emrediyor. Ama ne yazık ki boşanma sayılarının artması başta Diyanet İşleri Başkanlığımız olarak bizleri çok üzmektedir. Mutlu yuvayı kurmanın temeli sağlam aile adımı atmaktır. Ailenin sağlam olması çok önemlidir. Mutlu yuvayı kurabilmek ve sürdürebilmek tamamen anne ve babanın elindedir Çünkü çocuklar hayatlarında tamamen anne ve babalarını örnek almaktadırlar. Anne ve babalarından aldıkları örf, adet, kural ve terbiye ile hayatlarını gerçekleştirerek onlarda aynı şekilde çocuklarına örnek olurlar.
İstanbul Emekli Baş Vaizi Mustafa Akgül konuşmasında, Türkiye’de boşanma oranlarının 2000’li yılların başında binde 7 iken günümüzde bu oranların yüzde 12’e yükseldiğine dikkati çekti.
Boşanma konusunun gündeme alınması gerektiğine işaret eden Akgül, “70-80 sene evvel önce memleketimizde kıtlık hüküm sürdü. Kıtlığın ne demek olduğunu gençlerimiz duymuştur ama ne olduğunu bilemez. Anneler akşam çocuklarına yemek yapacak malzeme bulamıyordu. Ekmek bulmak zordu. Ev ve araba zengin işi. İnsanlar yiyeceklerini çöpten çıkarmaya çalışıyor, başını sokacak bir çatı bulsa mutlu oluyor, akşama kadar bir ekmek parası için çekiç sallıyordu. Ana ana gibi, baba baba gibi, evlat da evlat gibiydi. Boşanma olayı 20-30 senede ya duyulur ya duyulmazdı. Şimdi her şey var ama huzur yok. Arabaları koyacak yer bulamıyoruz, evin içi eşyalarla dolu, bilgisayarlar çoğaldı, 10 yaşındaki çocuğun elinde cep telefonu var. Var da huzur olmayınca bu gelişme ne işe yarar. Bizim için mutluluk önemliydi. Bir insan mutlu olduğunda dünyanın bütün nimetleri onun demekti huzursuz olduğunda bütün dünyayı ona verseniz hiç önemi yoktu” diye konuştu.
Akgül: “Bana sorulsa devlet politikası, aile, milli eğitim bakanlığı, vakıf, dernek ne varsa mesailerinin yüzde 50’den fazlasını yuva meselesine ayırmaları gerekiyor. Emniyet mesaisinin yüzde 50’den fazlasını mutluluk ve yuva meselesine ayırmalı. Şuanda Türk milletini ayakta tutan iki büyük müessese var. Birisi yuva diğeri disiplinli olmak. Yuva çok önemli. Bir yuva bir dünya kadar önemlidir. Öyle ise hepimiz mesaisinin çoğunu mutlu yuvaya ayırmalıyız ve yuvaları kurtarmalıyız. Evliliği ömür boyu götürememişsen bu başarı değildir. 20 sene beraber olmuşsun 21’de ayrıldın mı kırmızı kartı görmüşsün demektir. 30 sene beraber olduk 32’de ayrıldın mı? Başarısızsın demektir Hedef ömür boyu birlikte olmak” dedi
Evlilik öncesi nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Akgül: “Kızlarım oğullarım evliliği geciktirmeyin. Çünkü geç evlenme mutluluğu tehlikeye sokar. Ülkemizin bazı bölgelerinde 12-13 yaşındaki çocuklar evlendiriliyorlar, erken evlilik problem. Öbür tarafa geçiyorsun 30-35 yaşında evlilikler. Ondan sonra mutluluğu bulmak zor oluyor. Ağaçlar bile belli yaştan sonra aşıyı kabul etmiyor. İki çocuğun bir birine uyumlu olarak büyümesini istersek yaş iken bir birine sarmalıyız. İkisi de odunlaşınca uyum sağlamaları zor olur. Evet, okulunu bitirsin, yüksek tahsilini de bitirsin. Ama ondan sonra kariyer yapacağım, doçent olayım ondan sonra birde profesör olayım, bir araba alalım, evimiz de olsun, yazlık da olsun… Hayır, bu gerekçelerde uzatmak doğru değil. Evliliği geciktirmek mutluluk için büyük bir engeldir.” şeklinde konuştu.